Borsa için yılın ikinci yarısına ilişkin beklentiler pozitif
Borsanın yılın ilk yarısındaki yaklaşık yüzde 6’lık değer kazancının da enflasyonun altında kalmasının ardından analistler yılın ikinci yarısına ilişkin daha iyimser bir tablo çiziyor.
Borsa İstanbul’da yılın ilk yarısında mali sektör hisselerindeki alıcılı seyrin genele yayılamaması BIST 100 endeksinin yükselişinin sınırlı kalmasına neden olurken, teknoloji ve hizmetler sektörü hisselerindeki değer kayıpları dikkati çekti.
BIST 100 endeksi, yılın ilk yarısında yüzde 5,71 değer kazanarak bu dönemi 96.485 puandan tamamlarken, BIST Mali endeksi yüzde 11,49, BIST Sınai endeksi yüzde 6,54 yükseliş kaydetti. Aynı dönemde BIST Hizmetler endeksi yüzde 1,36 ve BIST Teknoloji endeksi ise yüzde 17,32 değer kaybederek bu sektör hisselerini tercih eden yatırımcıları üzdü.
Analistler, yılın ilk yarısında aylık bazda 3 ay değer kazanan, 3 ayı ise düşüşle tamamlayan BIST 100 endeksinin yılın ikinci yarısında daha güçlü bir performans gösterebileceğini tahmin ediyor.
Yılın ikinci yarısında ekonomi yönetimin atacağı adımlar ve diplomatik ilişkilerin Türk lirası varlıkların seyri açısından ana belirleyici olacağını ifade eden analistler, BIST 100 endeksinin 100.000 üzerinde kalıcılık sağlaması durumunda iyimserliğin artabileceğini kaydetti.
“İlk yarıda TL varlıklar negatif ayrıştı”
Gedik Yatırım Menkul Değerler Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan, ABD-Çin arasındaki ticaret görüşmeleri, Brexit süreci ve ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin yılın ilk yarısında küresel piyasalar üzerinde baskıya neden olduğunu belirterek, yurt içinde ise yerel seçimler ve ABD ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin gündemi meşgul ettiğini bildirdi.
S400 konusu ve buna bağlı olarak ABD-Türkiye arasında zaman zaman yaşanan diplomatik gerilimin, Türk lirası varlıkların küresel piyasalardan negatif ayrışmasına neden olduğuna dikkati çeken Doğan, döviz kurları ve Türkiye’nin risk priminde oynaklıkların yükseldiğini kaydetti.
Doğan, Mayıs ayının ikinci yarısından itibaren ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz indirimine ilişkin artan beklentiler ve G20 toplantısı öncesinde ABD-Çin ile ABD-Türkiye ilişkilerine dair iyimserliğin fiyatlamalar üzerinde etkili olduğunu belirterek, bu süreçte döviz kurlarının düşüş, borsanın yükseliş eğilimde hareket ettiğini ifade etti.
“Kısa vadede temkinli orta vade için olumluyuz”
Üzeyir Doğan, yılın ikinci yarısının başlarında bulunduğumuz bu günlerde Fed ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan birçok merkez bankasının yılı ne kadarlık faiz indirimleri ile kapatacağının konuşulduğunu anımsatarak, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Fed’den bu yıl içinde 3’e ulaşan faiz indirimi beklentisi piyasalarda rahatlama getiren ana etken iken bu ay sonunda gerçekleşecek Fed Açık Piyasa Komitesi (FMOC) toplantısı daha net bir projeksiyon sunmayı kolaylaştıracaktır. Yerelde ise S400’ler özelinde Türkiye-ABD ilişkileri, Kıbrıs çevresinde devam eden doğalgaz aramaları kaynaklı oluşabilecek gerginlikler, TCMB’deki yeni yönetimin uygulayacağı para politikası gibi oldukça önemli konularda belirsizlikler devam ediyor.”
TL varlıklardaki aşırı iskontolu olma durumunun, belirsizliğin en fazla arttığı dönemlerde dahi satışların sınırlı kalmasına neden olduğunu aktaran Doğan, bu nedenle ağustos ayının ortalarına kadar temkinli olmak gerektiğini, ancak sonrası için düşecek enflasyonla birlikte TL varlıklarda önemli bir rahatlama ve güçlü bir yükseliş trendi görülebileceğini söyledi.
Ekonomi yönetimim atacağı adımlar önemli
AA Finans Analisti ve Stratejist Cüneyt Paksoy ise BIST 100 endeksinin yılın ilk yarısında ABD-Türkiye ilişkileri ve yerel seçim nedeniyle yükselişlerin özellikle mayıs ayı ortalarına kadar sınırlı kaldığını bildirdi.
Seçim sürecinin geride bırakılması, Türkiye-ABD ilişkileri konusunda artan iyimserlik, küresel ticaret konusunda taraflarından gelen pozitif açıklamalar ve gelişmiş ülke merkez bankalarına ilişkin genişleme beklentilerinin fiyatlamayı pozitife çevirdiğini kaydeden Paksoy, BIST 100 endeksinin 23 Mayıs’tan itibaren yükseliş trendine girdiğini söyledi.
Paksoy, yaz ayları ve yılın ikinci yarısında borsadaki yükseliş trendi için “tamam mı devam mı” sorusuna cevap aranırken, 100.000 kritik seviyesinin altında yada üstünde kalıcılık sağlanmasının çok önemli bir teknik kriter olacağını belirtti.
Borsada mayıs ve haziran ayında görülen yükselişin oldukça ucuz durumda bulunan bankacılık hisseleri önderliğinde olduğunu ve bundan sonra banka hisselerinin lokomotif olmaya devam edeceğini tahmin eden Paksoy, şöyle konuştu:
“TCMB’nin adımları, yeni kalkınma planı, YEP çerçevesinde ekonomik faaliyeti arttırmak için atılacak adımlar ve yeni torba yasada özel sektörün çözümü için getirilmesi düşünülen yasal çerçevelerin bankacılık sektörü ve buna paralel borsanın performansı için oldukça önemli olacağını düşünüyorum”
“Orta vadede hedef 110.000-125.000 geniş bandı”
Paksoy, FED ve ECB gibi majör merkez bankalarının atacağı adımlar ve yeni parasal genişleme sürecinin piyasalar üzerinde belirleyici olacağını belirterek, “Bu süreçte pozitif fiyatlama için sadece ucuzluk ve risk iştahı yeterli olmayabilir. Ülkelerin bu ortamdan faydalanmaları için kendi hikayelerini oluşturmaları ve bu hikaye paralelinde yabancı yatırımcı algısını pozitif etkileme gücü oldukça önemli olacaktır.” dedi.
Teknik değerlendirmede 200 günlük ortalamayı içine alan 95.000-97.000 bandı üzerinde ve içinde olası satışların konsolide olması durumunda ilk hedefin daha önce test edilen 100.000-106.000 aralığı olacağını kaydeden Paksoy, “106.000 üzerinde alımlar güçlenecek, momentum artacak ve orta vadede yeni hedef bölge 110.000-125.000 geniş bandı olacaktır. Olası düşüşlerde ise 90.000-93.000 bandı ilk önemli destek olarak dikkati çekiyor.”